9 Ocak 2013 Çarşamba

Kalbim buram buram ev tütüyor!



Özlemi bilmek var, bir de hissetmek...
Hep bilirdim ama şuanda iliklerime kadar hissediyorum.
Çok zor bir şey. Bence teknoloji daha fazla ilerlesin ve MSN'den konuşurken annenin, babanın, evin kokusu da hissedilsin...

Son zamanlarda da pek bir durgun, pek bir duyarsızım.
İnsanların yüzüne bakıp gülemiyorum bile.
İlk defa ailemden bu kadar ayrıyım.
Şehir dışında okurken de ayrı kaldım; ama arada eve dönmek, annemle telefonda saatlerce konuşmak, hastalandığımda rapor alıp eve gitmek ve sanki ilaçmış gibi eve girer girmez iyileşmek farklıydı.
5 ay olmak üzere Çin'e gelişim. MSN ya da Skype ile arada ailemle görüşüyorum.
Teselli olarak "ne güzel şey şu teknoloji" diye birbirimizi avutuyoruz.
Ama bir sarılıp öpmek hatta bunlara bile gerek duymadan evin salonunda annemi elinde el işiyle otururken görmek, babamı ayaklarını koltuğa uzatarak TV izliyorken görmek de sıcaklıklarını hissettiriyordu.
Bu görüntüleri şuanda kafamda canlandırırken gözlerim dolu dolu.
Ben evimi, annemi, babamı, anneannemi, küçük aşkım yeğenimi, ablamı ve kardeşimi çok özledim.
 Daha dönmeme 1 sene belki de 1 seneden fazla var.

Geçen haftalarda evimden bir kargo geldi. Evimden geldi diye kutuyu bile çöpe atmayacaktım neredeyse. Bu paketi annemler doldurdu, onlar hazırladı derken buldum kendimi. 
Yeğenimin benim için çizdiği resimler kargonun içinden çıkan en değerli eşyalardı.
Yavrum beni çizmiş ve beni özlediğini söylemiş, teyzesi kurban olur onu yaradana.
En çok özlediğim sarılıp, öpüp koklamaya hasret kaldığım yeğenim.
Bu günler tez zamanda geçer inşaallah...


4 yorum:

  1. Ah o kutuyu çöpe atamamalar :D Poşetlere falan kıyamamalar... Ama bunların hepsi çok güzel anılar. Şimdi üzülüyorsun, döndükten sonra çok güzel hatırlayacaksın emin ol ^^

    YanıtlaSil
  2. Neden o kadar sure oradasınız ?

    YanıtlaSil