28 Kasım 2013 Perşembe

Biraz da Meksika Havası Olsun Dedim! :P

Bir kaç gündür üşüttüğüm için yataktan çıkamıyordum. Hava soğuduğu gibi kalında giyinsem çarptı beni. Maalesef hassas bir bünyeye sahibim. T_T Mesela Çin'den döndüğümden beri mide rahatsızlığım var. Dışarıda yemek yedikten sonra eve kendimi zor atıyorum. 20 dakikalik minibüs mesafesini sırf bu rahatsızlığım yüzünden daha azaltmak için daha fazla para verip taksiye bile binmek zorunda kalıyorum. T_T Bu nasıl düzelecek bilmiyorum???

Bir kaç gün dinlenmenin ardından uzun bir süre görüşemeyeceğim 2 canım arkadaşımla bugün buluşmaya karar verdik.
Ben epeydir Meksika yemeklerini tatmak istiyordum. Hadi madem gidelimde tadalım dedik.
Kadıköy'deki My Chef adlı restoranta gittik.
My Chef bizim vazgeçilmez mekanımızdır.
Geçen yıl Amerika'ya taşınan canım arkadaşım kardeşim bidanem Nurten'imle keşfetmiştik burayı.
Farklı yerleri ve farklı tatları tatmayı her zaman severiz biz.
Farklı bir yerde kahvaltı yapalım derken Kadıköy sokaklarını dolaşıverdik ve dikkatimizi bu mekan çekti. İyikide çekti.
O zamandan sonra o mekan sık gittiğimiz bir yer olmuştu.
Canım arkadaşımla biz Kore sevgisiyle tanışmıştık. Yine böyle tanıştığımız ve sevdiğimiz arkadaşlarımızı hep bu mekana götürdük. Favorimiz genelde kahvaltısıydı. Devasa bir kahvaltı ve ne yiyeceğimizi şaşırır halde hem muhabbet edip hemde tıka basa karnımızı doyururduk burada. Sınırsız kahvaltı değildi lakin tabaklarda yok yoktu yani. Genelde reçelli ballı çikolatalı tabağa pek kimse dokunmazdı. Bilirdik ki ardından gelecek yumurtalı ekmek, sosis, salam, salata domates,sucuk fırından çıkmış sıcak ekmek yeterince patlatacaktı midemizi. :D
Daha sonralarda kimi götürdüysek her buluşmasını bu mekanda yaptı. :D
Bizim götürdüğümüz arkadaşlarda başka arkadaşlarını götürmüş onlarda başka derken bu döngüyle hit haline gelmeye başladı. (Arada My Chef'ten reklam parası almalıydık sanırsam. :D
O kadar tutulduki internette Kore fanları buluşmasına baktığımda hep bu mekan adı vardı. :D
Eeee ama biz keşfettiysek güzel yer keşfederiz. ;) )
Steek Mexican

Her neyse buraya en son yine Nurten'imle gelmiştim o Amerika'ya gitmeden evvel zamanlarda.
Sadece kahvaltı menüsü değil bir çok yemek çeşitleri var ve hepsi mükemmel.

Cajun Chicken Tabağı
İşte bu 2 dadlıcık arkidişlerimle bu mekana gittik. Menümüzü elimize aldık ve ana yemek olarak Steek Mexican ortaya da Cajun Chicken Basket söyledik. S. Mexican lezzetliydi fakat o kadar ahım şahm bir lezzet değil. Asıl bir gün Donghae'nin manyağı olduğu Tacoları denemek istiyorum. :P Cajun tabağını sevdim. Tavuklar en sevdiğim şekilde kemiksiz olarak kızartılmıştı.
 Velhasıl akşam yemeğimizi burada yedik çaylarını içtiler ve çıktık.
Mekanda Arka Sokaklar dizisindeki yaşlı başkomiserle karşılaştık.. Anladıkki ünlücüklerde gelirmiş ünlü mekanımıza. :P

 Çıktıktan sonra şirin bir dükkana girdik. Nostalji eşliğinde güzel şeyler satan bir dükkandı. Tabii benim dikkatimi yine muzır şeyler çekti. Bu nazarlıklardan alsanız hangisini alırdınız canımcıklarım? :D




Bu dükkanda nostalji şarkılar çalıyordu. Adını sanını duymadığım ama  güzel şarkılar seslendiren bir hatunun albümüydü. Dükkan kapanana dek kalmamızın sebebi şarkıları bırakıp gidemediğimizdendir şirin dükkan sahipleri. Neyseki arkadaşlarımdan beri dayanamayıp aldı albümüde kim olduğunu öğrenmiş olduk. :D Bu güzel nostalji şarkılarının sahibi Sema Moritzmiş efendim. ;)

Sonrasında arkadaşlarım metrobüse bende yine mide ağrılarıyla taksiye binerek evlerimize dönüverdik. ;)


17 Kasım 2013 Pazar

Good Doctor!

*Spoiler içerir!
Bu yıl izlediğim en iyi yapımlardan biri olmuş bu drama.
Çok hüzünlendim yer yer ağladım diyebilirim.
Komedi olarak bir Peter Pan sahnesinde bir de Park Shi On'un güldüğü, utandığı zamanlarda gülümsedim. Hem de Park Shi On sırıtışıyla. :D


yirin seni ben
Konusuna deyinirsem; Park Shi On doğuştan hastalığı olan bir doktor. Yani otistik.
Otistik dendiğinde genelde herkes acınası ve dışlayısımsı tavırlar içerisinde oluyor ne yazıkki.
Ki aslında otistik insanların zeka seviyesi normal insanlardan çok daha fazla ve duyguları o kadar yoğunki bir hayvanla bile korkusuzca yakınlaşıp arkadaş olabiliyorlar. (Tabii tüm hepsi değil)
Bu dizide de otistik bir çocuğun süper zekasını kullanarak çocuk doktoru olmasıyla kendini insanlara kabul ettirme çabası anlatılıyor.

Çünkü konuşması ve davranışları çekimser bir çocuk gibi. Ama yaptığı işlerle kendini hastanedeki herkese sevdirmeyi ve bu aşamadakileri sorunları olgun bir şekilde atlatmayı başarıp aşkı da bulan bir doktor Park Shi On.
Dahi ve sempatik doktorumuz Park songsengnimin ön yargılı insanlara karşı nasıl göğüs gerdiğini nasıl üstesinden geldiğini kesinlikle izleyin...


 Ayrıca küçük Park Shi On'unda performansını es geçmeyelim. Çok az oynadı ama duruşuyla az ağlatmadı güccük çipil velet. :D








 PSO'umuz kendisi çekti ya yeni gelen çömezlerinde ondan çekeceği var işte. :D








  Dizinin diğer oyuncularından bahsedecek olursam; bana göre hepsi çok iyiydi. Hasta bakıcıları ayrı bir renk katmıştı. Şefleri başta kötü olsada PSO'umuz sayesinde komik ve iyi bir doktor oldu. (Deniz kızı rolü harikaydı hiç değilse kkkkk) 2 başrol bayan oyuncu ise hem güzellerdi hemde bu 2 bayanı birbiiyle çekiştirmeyip dizide aşk 3 4 geni olmaması diziyi daha sevdirmelerine neden oldu ben  de.
Yanlız PSHO'ndan sonra birde yakışıklı profesörümüz varki Allah yani! Özene bezene yaratılmış sanki. :D O nasıl karizmatik bir gülüştür. :D
Başta çok kıl olsada sonradan karakterini tanımak ve tebrik etmemek elde değildi. :D
Yürü be prof kim tutar seni! :D





Bu diziye puanım 10 numara 10 yıldız!
(◕‿◕✿)




Not: Bu yazım yeni açtığım dramakolik adı altındaki blogdaki yazımdı lakin ayrı ayrı blog olmasın diye buraya aktardım. ;)