15 Ekim 2011 Cumartesi

Baba = "Can"dır, "Kan"dır! Babanızın kıymetini iyi bilin...!

Konunun Uzak Doğu ile ilgili bir bağlantısı yok ama her ülkede yaşanan en acı olaylardan biridir bu yazacaklarım.


Dün gece hafta sonu tatili için Sakarya'dan İstanbul'a eve geldim. Normalde geçen hafta gelecektim erteledim. Annemde bir dahaki hafta sonu gel dedi ama ısrarla bu hafta sonu gelmek istedim. O günde yani dün sanki dedim biri ölmüş gibi hissediyorum, öyle bir ruh halim vardı çok tuhaf. Dün akşamda işte İstanbul otobüsüne bindim ve saat 21.00 civarıda İstanbul'daydım. Elimde valizim olduğundan minibüs almaz diye yürüyerek gideyim eve dedim ve akşam olduğu için babamı arayıp yarı yolda beni almasını rica ettim. Babamıda Ümraniye'deki Sur polikinliğinin orada beklemeye başladım. O sırada da acili gördükçe "Şimdi buraya bizden biri kaldırılsa ne olur, bu aciller ne ürkütücü" dedim ve babam geldi eve yürümeye başladık tekrar. Yolda annem aradı ve babana söyle hemen Sur Polikinliğine gitsin teyzen orada enişten fenalaşmış dedi. Babamı oraya yolladım eve geldim valizimi bırakmamla aradaki o 5 dakikalik zamanda eniştemin durumu daha kötüye gitmiş ve hemen taksiye atlayıp polikinliğe gittik.

Canım teyzem tek başına bir odada ağlayıp gidicek biliyorum, hissediyorum diyip duruyordu. Yan odadaki elektro şok sesleri ve hemşirelerin koşuşturması. Ardından kuzenlerimin babaları için koşarak gelmesi. Ve o yarım saat içerisinde yaşananlardan sonra eniştemi kaybetmemiz....

Elimde olmadan kendimi tutamıyorum. "BABA" diyorum candır diyorum. Öldümü canından bir parça sanki vücudundan bir organ kopuyor gibi oluyor. Sona yaklaşıyorsun gibi. Ölen kişi babam değil ama çocukluğumdan beri aynı apartmanda yaşadığımız ve çok yakın akraba olduğumuz için canım yanıyor. Kuzenlerimin yerine koyuyorum kendimi. Babasız kalmak diyorum ve içim titriyor. 6 sene evvel bir olay geliyor gözümün önüne. Babamı boğulurken görmüştüm. Son anda kurtardılar ve onunla birlikte boğulan kuzenimi kurtaramadılar. Ölen kuzenimde dün kaybettiğim eniştemin oğluydu. Onun boğulduğu gün babamda boğulyordu ama onu kurtardılar. Allah'ım onu bize bağışladı. Ama o günden sonra psikolojim hiç iyi olmadı. Babam işe gittiğinde sürekli arayıp yokluyordum. Rüyamda öldüğünü görüyordum ve katıla katıla ağlayarak uyanıyordum ve annem hemen babamı arıyordu sesini duymam için. Her kız babaya ayrı bir düşkün olur ama BABA gerçekten BABA ise ayrı bir bağımlı olur çocuk.
Ya diyorum bir gün onları kaybedersem! Düşünmesi bile ürkütücü, korkunç.
Dünkü olaydan sonra babama sakın benden önce ölme dayanamam dedim. Ölenle ölünmez derler ama ben ölürüm. ALLAH'ım benim ömrümden alsın anne ve babama versin. Ben onların ölümünü görmek bile istemiyorum.

Eniştem çok esprili ve sohbeti çok güzel bir insandı. Dün kalbim sıkışıyor hanım demiş teyzem şaka yapıyor sanmış. Sonra yakınımızdaki polikinliğe gidelim demişler ve aşağı kapıya indiklerinde eniştem taksi çevirecekken o sırada minibüs gelmiş ve teyzem boşver taksiyei minibüse binelim demiş. Minibüse binmişler birde teyzem oturmuş eniştem o kalp sıkışıklığında ayakta gitmiş. Polikinliğe capcalı girdi ama cansız bedeni ile çıktı. Bembeyazdı yüzü nur gibi. Canım benim...

RABBİM kimseye bu acıları yaşatmasın , hepimizin gideceği yer orası ama yürek kaldırmıyor yinede.
İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (Allah(cc)'a hamdolsun! Biz, O'ndan geldik ve yine O'na döneceğiz (bakara 156) ), Küllü nefsin zaigatül mevt sümme ileyna türceûn (Her nefis ölümü tadacaktır,sonunda O'na döneceksiniz)

Dünden beri gelenler gidenler sonuçta ateş düştüğü yeri yakıyor. Ağlamak ölüye ızdıraptan başka bir şey değil. Önemli olan yaşarken her şeyin kıymetini bilmek ve hiçbir şey için geç kalmamak. Kişi öldükten sonra gelen "keşke" ile başlayan her cümle şeytandan başkasını sevindirmez.

Şuanda yazımı okuyanlar varsa gitsinler anne babalarına hatta kardeşlerine eşlerine evlatlarına sımsıkı sarılsınlar ve onları çok sevdiklerini söylesinler. Sevdikleriniz öldükten sonra KEŞKE şunu deseydim, şunu yapsaydım, etseydimler ölü için işe yaramıyor!

Son olarak;
Allah'ım herkese hayırlı ölmeyi ve güzel amellerimiz ile ona boş gitmemeyi nasip etsin inşaallah... (AMİN AMİN AMİN)

6 Ekim 2011 Perşembe

Kore konsolosu yemek daveti ve 2NE1 Lonely

Geçen hafta sonu Kore konsolosluğunun evine yemeğe davet edildim. 60. yıl ve bir çok etkinliklerde yardımcı olan arkadaşlarımla birlikte hepimiz davet edilmiştik.
Davete giderken Kore adetleri bizimle benzer diye yani onlarda evde ayakkabı ile gezmezler diyip Sakarya'da bırakıp evde bir tane bile bırakmadığım çoraplarım yüzünden çorap krizi geçirdim ve evde tiril tiril kıyafetime uygun çorap aramaya başladım. :D Neyse işte gittik aigoo ayakkabı ile aldılar, evde boşuna aramışım yırtık giysem bile farketmezlermiş. :D Bir çok defa Gaya Restorantına gittim orada bile ayakkabı çıkardık evde çıkarılmaması tuhafıma gitti herneyse :P
Salona geçtik, Kore Konsolosunun eşi ile tanıştık. Çok sevimli, misafirperver, nazik bir bayandı. Tek eksiği Türkçe bilmemesi :D Onunla birlikte Kore konsolosu yardımcılarının eşleride oradaydı. Hepsi birbirinden şeker, esprili ve şakacılardı. :D
O gün şansımıza Kore Kamu yonetimi ve Guvenlik Bakanı'da gelmişti. Ne isteğiniz varsa söyleyin dedi. Millet Kamu Yönetimi ve Güvenlik Bakanına okulla ilgili istekler ve bununla ilgili sorular sorup durdu. Kore Kamu Bakanı'da çok şekerdi yahu :)
Bizim gibi Kore Sever Türk gençleri ile tanıştığına memnun olduğunu ve hatta bizleri görebilmek için Ankara'dan atlayıp geldiği uçağında pilota acele sürmesini ve neredeyse evin tepsinde indirmesini söylemiş :D Bize kendisi Korece anlatıyordu. Ayrıca çok esprili idi. Anlatımındaki mizahi tonu güldürdü bizi.:D Sonra onu yolculadık ve bizi bekleyen o mis gibimmm Kore yemeklerini yemek için masaya oturduk. Hayatımda böyle lezziz bir dukbokki yememiştim. Kimchi apAcı, Çamçe çok güzeldi. Kimpaba halen alışamadım T.T Çok etçil olmadığımdan Bulgogi'yi çok az tattım ama o da güzeldi. *-* Ahçıları süper iş çıkarmış *-* Dubbokkinin tadı damağımda. *-*

Yemek sırasında komedi, gırgır, şamata ile geçti. Sonrasında şarkı yarışması yapıldı. Şarkı yarışmasının konusu "Herkes Korece şarkı söyleyecek ve jürinin seçimiyle seçilenlerde hediye kazanacaktı."
Yarışma eğlence amaçlı ama söyleyenlerede gönül yapma amaçlı hediyeler verildi. İşte benim bağlayacağım konuda. 1. seçilen arkadaşım Şeyma'nın söylediği parçaydı. 2Ne1'in bu şarkısını nasıl fark etmemişim bilmiyorum. Herkes şarkı söyledi ama Şeyma'nın sesi hem güzel hemde çok güzel ezbere 2NE1 - Lonely şarkısını harika söylemişti. Video bir arkadaşımız çekti eğer ulaşabilirsem bloğumda yayınlayacağım. Böyle yetenek görülmeli :D

İşte o şarkı


Şeyma arkadaşımın söyleyişine ulaşırsam paylaşacağım. 2. arkadaşımız Zeynep'te Kore Dili ve Edebiyatı okuduğundan "Hatırla Sevgili" şarkısını hem Türkçe hem de Korece olarak seslendirdi. Diğer arkadaşlarda birer nakarat söylerek yine hediye aldılar. Tabii biz söylemeyenlerde yine hediye aldık. Yani hepimiz hediyelerle döndük evimize.

Herkes çok memnun ve birbirini tekrar görmek istediğini söylerek yemekten ayrılıverdik. İşte bu kadar. :D